T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
DENİZLİ / TAVAS - Kızılcabölük Yaşar Öncan İlkokulu

YEMEKLERİMİZ

GİZEMLİ BİR MUTFAK KIZILCABÖLÜK

Yöresel Yemeklerimiz

ARAP AŞI

Orta boyda taze bir piliç az ateşte haşlanır. Tavuk, yenilebilecek kıvama geldiğinde haşlama işlemine son verilir. Ateşten indirilen tavuğun suyu, ayrı bir kaba süzülerek alınır.

Bu tavuk suyuna çorba kıvamı verecek kadar duru su ilave edilir ve iki kısım buğday unu karıştırılarak kaynatılır. Çorba hafif hafif fokurdamaya başladığında damak tadına uygun miktarda (bir tutam kadar) tuz atarak tekrar karıştırılır. Pişirdikten sonra, ateş iyice azaltılır soğumasını engelleyecek bir ısıda bekletilir.

İki çanaklık duru su ayrı bir tencerede kaynatılır. Kaynadığında ocaktan indirilir, bir karıştırıcı ile (oklava olabilir) karıştırılırken. iki avuç buğday unu azar azar ilave edilir. Tuz da koyarak, karıştırmaya devam edilir. Bebe olmayacak şekilde karıştırılmış olan hamur tekrar ocağı konur. Unlu çorbadan 3-4 yemek kaşığı alınarak. hamura ilave edilir ve karıştırılarak pişirilir. Sonra 2-3 kaşık daha ilave edilir karıştırıp. kaynatılır. Bu işlem 3 defa tekrarlanılır.

Alüminyum tepsi, ocakta hafif ateşte dinlenmekte olan un çorbasından kaşıkla alınarak iyice yağlanır yani hamurun direkt tepsiyle temas ederek yapışmasını engellemek için tepside çok ince bir çorba tabakası oluşturulur. Pişmiş olan hamur ocaktan alınarak hazırlanan bu tepsiye dökülür.

Haşlanmış olarak bekletilen piliç elle iyice didilerek. Pişmiş çorbaya konur. Bir tavada bir baş soğan iyice kıyılır (rendelenmiş gibi) sade yağında hafif kızartılır. Soğanın öldüğüne kanaat getirildiğinde salça ve kırmızı pul biber ilave edilerek çok hafif kızartılır. Soğanın öldüğüne kanaat getirildiğinde saka ve kırmızı pul biber ilave edilerek çok hafif kızartılır. Hazırlanan bu malzeme, didilmiş et ilave edilen un çorbasına ilave edilir ve altı adet kuru biber (parçalanmadan. bütün olarak) konan bu çorba az ateşte tekrar pişirilir

Tepsideki hamur artık soğumuştur. Bu tepsi, sininin ortasına gelecek şekilde konur. 3-4 çanak bu tepsinin etrafına muntazam aralıklarla sıralanır ve pişen çorba bu çanaklara paylaştırılır,

Sininin etrafına bağdaş kurarak oturulur ve kaşıklar önce hamura daldırılır aşağı yukarı kaşığın 1 /2sine hamur alınır. Bu, yarısında hamur olan kaşık bu kez çorbaya daldırılarak, kaşığın geri kalan kısmı da çorbayla doldurularak afiyetle yenir.

KEDİ KULAĞI KAVURMASI

Özellikle nadasa bırakılmış tarlalarda rastlanan, kendiliğinden yetişen Kızılcabölüklülerce çok iyi tanınan kedi kulağı etme(toplama)mevsimi şubat ayı civarıdır. Toplanan kedi kulağı otu ,bıçak yardımı ile köklerinden sararmış ve faydalanılamaz hale gelmiş yapraklarından ayıklanır, arındırılır. Bol, tazyikli suda yıkanır.

Yıkama işi, üç defa tekrarlanarak, bütün pisliklerinden özellikle kum ve topraktan temizlenir. Yıkama suyu iyice sarkıtılarak, uzaklaştırılır. Yastığeç (senit) üzerinde iri kıyma gibi iyice dövülerek kıyılır. Tekrar sudan geçirilerek yıkanır ve suyu sıkılarak uzaklaştırılır.

Dığan (tava) da zeytinyağı içine bir baş kuru soğan ( 2 adet yeşil soğan da olabilir) ve bir adet taze pırasa doğranarak altın sarısı oluncaya kadar kızartılır.

Yine damak zevkine göre 3-4 yumurta tavaya kırılır ve pişirilir. Sonra hazır kedi kulağı otu ile karıştırılarak hafif ateşte pişirilir. Hafif sarardığında ve diriliği gittiğinde servise hazırdır.

Közde ütülmüş kuru biber ile ya da limon sıkılarak yenir.

SİNİ (SARAYLI) TATLISI

Bir kilogram has unu yavaş yavaş su ilave edilerek yoğrulur. Normal hamur kıvamına gelince yoğurma işlemi bitirilir. Bu hamurdan gayet ince yufkalar açılır Her açılan yufka keskin bir bıçak yardımıyla çapına paralel bir şekilde kesilerek üç eşit parçaya ayrılır. Bu parçalar ayrı ayrı kendi eksenlerine döndürülerek sigara gibi sarılır.

Sini, susam yağı (ya da mısırözü yağı) ile yağlanarak hazırlanır. Bu yağlanmış sininin merkezinden başlanır ve kendi ekseninde sıkıca dolanarak sininin kenarına ulaşıncaya kadar devam edilir.

Sini ocakta normal ateşte pişirilir. Sonra ters yüz edilir ve diğer yüzü de kızarıncaya kadar pişirilir. Eğer fırında pişirilecekse ters yüz etmeye gerek yoktur.

Pişirildikten sonra ocaktan indirilen sininin üzerine birkaç fiske su sepelenir. Üstü yastığeçle kapatılarak soğumaya bırakılır.

Hazırlanan kıvamlı şerbet sıcakken soğutulmuş sininin üzerine dökülür. Soğuyunca kesilerek, servis yapılır.

KARACA OT KAHVESİ

250 gram karacaot tavada hemen çıtırdayıncaya kadar kavrulur. (acı tadından rahatsız olmayanlar kavurmayabilir)

100 gram nohut ayrı olarak tavada kavrulur. Nohut keklik ayağı rengini alınca kavurma işlemi bitirilir. Havanda kahve büyüklüğüne gelinceye kadar dövülür, parçalanır.

Hazırlanan karacaot ile iyice karıştırılarak el değirmeninde çekilir. Normal, Türk kahvesi gibi pişirilerek servis yapılır.

TARNA (TARHANA) AŞI:

1 Kilo kadar buğday tarnalık olacak şekilde, ince öğütülür. Hazırlanmış bu malzeme bir kenarda bekletilirken 2 kova su, kazanda kaynatılır. Fokurdamaya başladığında 2 avuç kadar tuz konur. Karıştırılır. Ocaktan indirilen kaynar suyun içine hazırlanmış olan un yavaş yavaş konur ve tarna küreği ile karıştırılır. Sonra tekrar ocağa konur. 3 defa karıştırılır pişirilir. Her karıştırma sonrasında kazanın ağzı sini ile kapatılır. Pişirme işlemi bitince ocaktan indirilir. Azıcık bekletilir ve sonra parçalara ayrılır. Bu ara, 3 kilo kadarlık bir kese yoğurdundan (inek yoğurdu) hazırlanan ayran soğumağa bırakılmıştır. Bu pişirdiğimiz hamur üzerine yavaş yavaş ayran ilave edilerek yoğrulur. Yaklaşık birer kg'lık parçalara ayrılarak küpün içine konur. Ayırma işlemi yapılırken gelenek olduğu üzere bu ebemizin, bu dedemizin, bu ağamızın, bu peygamberlerimizin, bu gelmiş geçmişlerimizin"..denir. Bu parçalar küpe yerleştirildikten sonra bir cezve kadar üzerine ayran konulur. Ağzı bezle kapatılır.

Her gün karıştırılır. 3 hafta kadar sonra top top parçalanır. Asma yapraklarının üzerine serilir. 15 gün kadar gün ışığında kurutulur. Kuruyan top tarnalar keseye yada küpe konulur.

Yemek yapılması:

Hazırlanmış top tarnadan 2 top alınır, nohutlarla beraber 3 saat kadar ıslatılır. Parçalanmış kemikli et iyice yıkanır. Biraz da et yağı ile birlikte tencereye konur (toprak tencere olması tercih edilir) üzerine nohut ve tarna da konur,su ilave edilir.Az ateşte ağır ağır pişirilir. Pazar günlerinin vazgeçilmez tarna aşının tadı Kızılcabölük'te bir başka olur.

BATILCAN (PATLICAN) ÜTMESİ:

Çırpılar gelişigüzel, yığılır. Yakılır, ateş iyice inleyince, orta boyda 4 adet patlıcan atılır. Patlıcan piştikten sonra yanıp köz olan çırpının közünde domates ve biber közlenir. Domates ve patlıcanın kabukları soyulur. iyice çentilerek tabağa doğranır, karıştırılır. 2 baş soğan da ince ince doğranır, karıştırılır. Közün üzerinde hafifce pişirilir. Bol bol tuzlanarak (40 defa tuzlanırmış). Közlenmiş acı biberlerle bezirmeyle afiyetle yenir.

ARMUT KAKI:

Ermiş Ankara armutu (içi çikolata renginde olan) 5-6 eşit parçaya ayrılarak dilimlenir. Ağzı yukarı gelecek şekilde serilerek, güneş ışığında kurtulur. Bu kurutulmuş armutlar az pekmez ilave edilmiş suda kaynatılır, pişirilir. Suyu ile beraber servis yapılır. Artan suyu da bardaklarda servis yapılabilir.

EZME:

1 kg. şeker 1 bardak su ile az göbekleninceye kadar kaynatılır. Bu şerbetin içine yavaş yavaş 1/2 kg. un ilave edilir. Karıştırılır. Hemen pişer. Üzerine toz şeker serpilerek hazırlanmış olan tepsinin üzerine ezme dökülür, düzeltilir. Ceviz ekilir,Dilimlenir, Servise hazırdır.

KAŞIK HELVA:

1/2 kilogram has unu ile 1 tahta kaşık dolusu ev unu iyice karıştırılır. Unun üzerine 1/2 litre mısırözü yağı ilave edilerek iyice karıştırılır. (Eğer çiçek yağı kullanılacaksa, yakılarak kokusunun giderilmesi gerekir.) Hamurumsu bir görünüş alan bu karışım ocağa konur.

Sürekli karıştırılarak pişirilir. Pişirme esnasında unun yanmasını engellemek için sürekli karıştırmak gerekir. Pişme anını tesbit edebilmek için hamura bir iki fıstık ya da antep fıstığı ilave edilirse, bunların esmerleştiği an, helvanın piştiğini anlarız.

Ocağın ısısına da bağlıdır, ama aşağı yukarı 15-20 dakikada pişecektir. Pişirme işlemi devam ederken, yandaki ocakta da 1 kg. toz şeker, 1.250 Lt. su ile karıştırılarak hazırlanan şekerli su kaynatılır, şerbet hazırlanır.

Pişirilen tavadaki unun üzerine, sıcak şerbet ilave edilir ve karıştırılır. Alt üst edilir, kaşıkla dökülecek kıvama getirilir.

Daha sonra kaşıkla, sini üzerine "helva dökme" işlemi yapılır.Kaşıkla alınan helvalar elips bir şekilde sininin üzerine sıralanır. Yenebilecek sıcaklığa gelince servis yapılır. Nişanlarda. düğünlerde ve mevlütlerde sıkça kulanılan bir Kızılcabölük tatlısıdır. Diğer yemeklerimizde olduğu gibi kıvamını düşürebilmek özel bir yetenek ve tecrübe gerektirir.

BİSİ BİSİ:

Birçok yerel yemeklerimizde olduğu gibi bu hamur işi "bisibisi"de de kullanılacak malzeme miktarları, yapılacak olan ortama göre değişir. Mübarek günlerde "hayır" amacıyla yapılacak bisi bisi malzemesi dağıtılacak olan miktara göre ayarlanırken, çok az miktarda evde çoluk çocuk için de hazırlanabilir. 0 nedenle genelde kesin miktarlar vermiyoruz.

Önce buğday ununu temin etmek gerekiyor. Bu arada ılık suyun içine ekmek mayası konur, alıştırılır ki "hamurun gelme" süresi kısaltılsın.

Buğday unu, maya ve su karıştırılarak hamur elde edilir. Hamurun  bulunduğu kabın üzerine ıslak bez örtülerek, sıcak bir ortamda bekletilir. Hamur kabardığı zaman bisibisi dığanı hazırlanır. Ocağa konan dığanda zeytinyağı (çiçek yağı da olabilir) kızdırılır.

Bu arada hamur ısranla kesilerek ceviz büyüklüğünde parçalara ayırılır. Oklavayla yazılır. Yani belli bir kalınlığa kadar ezilir.

Kızarmış yağın içine atılır. Kızardığında döndürülerek eşit şekilde pişmesi sağlanır. Yağı süzülerek ayrı bir kaba alınan bisibisi'ler damak zevkine göre sade,turşu ile yoğurt ile pekmez ile ya da çay ile yenebilir.

BEZİRME:

Biraz has unu karıştırılmış buğday unundan hamur yoğurulur. Bu hamurdan yumruk büyüklüğünde bezeler dökülür. (yani hamur parçalanır) Yasdığeç üzerinde oklavayla yazılır. Yufkaya göre daha kalınca bir hale gelinceye kadar yazılır (yani ezilir)

Çırasız ağaç odunu yanan ocaktaki saçın üzerinde usulüne uygun olarak pişirilir. Yakmadan alt-üst ederek pişirilen bezirme'ler damak zevkine göre zeytinyağı, tereyağı, kuyruk yağı ile yağlanarak yenebileceği gibi, yoğurt, pekmez, turşu ile de yenir. Hele, "batılcan ütmesi ve pişmiş acı biberle" tadına doyum olmaz.

ÇÖREK:

Önce iç malzemeyi hazırlamamız gerekiyor. Ispanak iyice yıkanıp ayıklandıktan sonra ince ince kıyılır. içine pırasa da ilave edilebilir. (ıspanak miktarının yarısı kadar pırasa kullanılabilir) içine kuru peynir ya da çökelek ilave edilir. 1 kaşık kadar albiber ve miktara göre tuz konur. 2 su bardağı kadar zeytinyağı ilave edilerek iyice karıştırılır.

Buğday unundan hazırlanan hamurdan yufka açılır. Bunun üzerine normal miktarda hazırlanan malzemeden konduktan sonra ikinci bir yufka ile üzeri kapatılır.

Arasında malzeme olan bu iki yuf kanın kenarlarından çepeçevre bastırarak yapıştırılır. Bu şekilde saç da pişirilir. Piştikten sonra yenmeye hazırdır. Ocaktan indirildikten sonra üzeri yağlanabilir. Yine damak zevkine göre pekmez. turşu ya da yoğurt veya çayla yenebilir.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 20.01.2015 - Güncelleme: 21.06.2023 10:07 - Görüntülenme: 1984
Kaynak: KIZILCABÖLÜK
  Beğen | 0  kişi beğendi